Horlama Ne Demektir: Uykuda solunum sırasında çıkan gürültülü ve rahatsız edici sese horlama denir. özellikle erişkinlerde çok sık görülür. Çocuklardaki horlamalar genellikle geniz etine bağlıdır ve ayrı bir kategoridir. Burada erişkin horlamaları anlatılacaktır. Erkeklerde ve şişmanlarda daha sık görülür ancak kadınlarda da sıktır. Kişiyi ve yanındaki kişileri rahatsız eden ve sosyal problemler ortaya çıkaran bir durumdur.

Uyku Apnesi Ne demektir: Uyku apnesi de genellikle horlayan kişilerde gürülür. Uyku sırasında solunumun belli bir süre (genelikle 20-30 sn) durmasıdır. Bu solunum durmasına apne denir. Uyku apnesi hastalığı olan kişilerde bu solunum durması ataklarının sayısı saatte 5 ila 30 arasında değişebilir. Hasta apneli dönemin ardından gürültülü bir şekilde nefes alarak ve çırpınmaya benzer bir beden hareketiyle tekrar nefes almaya ve horlamaya başlar. Bir süre sonra yeniden apne dönemi olur. Hasta genellikle apne döneminin sonunda uyanır ancak bunun farkına varmaz.

Horlama ve Uyku Apnesi Neden Oluşur: Üst solunum yollarındaki darlıklar bu problemlere neden olur. Bazen de kesin sebep bilinemez. Kilo fazlalığı olanlarda, kısa ve kalın boyunlularda daha sık görülür. bazen kullanılan ilaçlar ve yüzdeki anatomik bozukluklar horlama ve apne nedeni olabilmektedir.  Darlık sebepleri şunlar olabilir:

   -Burundaki et ya da kemik eğriliğinin yaptığı burun tıkanıklıkları
  -Yumuşak damak ve küçük dildeki sarkmalar, uzamalar ve kas gevşemesi
   -Dil kökü ve boğaz kaslarında gerginlik azalması, dil kökünde büyüme
   -Bademciklerin ve çocuklarda geniz etinin ileri derecede büyük olması

Ne Gibi Zararları Vardır: Hastada eğer sadece horlama varsa bu daha çok sosyal bir olgudur. Kişinin beraber uyuduğu kişileri rahatsız eder ve iletişimini bozabilir. Horlama ayrıca uyku kalitesini de bozup dinlenmeyi azaltabilir. Eğer uyku apnesi de varsa bu tıbbi olarak da ciddi sorunlara yol açabilir. Apne sırasında kandaki karbondioksit miktarı arta ve oksijen miktarı düşer. Apne uzadıkça bu düşme ciddi derecelere varabilir. Kalbin dakikadaki atım sayısı düşer ve ritm bozulabilir. Bu durum kalp krizi ve kalbin durması ihtimalini arttırır.

   Hasta her apne atağından sonra uyanır fakat farkına varmaz. Bu da uyku kalitesini bozar ve gündüz uyuklamalarına neden olur. Bu uyuklamalar çalışırken, başkasıyla konuşurken ve arab kullanırken görülebilir. Sosyal hayat bu şekilde de olumsuz etkilenir. Oksijen oranının düşmesiyle beraber beyin fonksiyonlarıda etkilenir ve hafıza kaybı, konsantrasyon eksikliği, dikkat toplayamama gibi durumlarda oluşur.

Muayenede Ne Görülür: Hasta görüldüğünde ilk dikkati çeken genellikle ya fazla kilo ya da kısa ve kalın boyundur. Bazen normal kilo ve boyunlu insanlarda da olur. Muayenede üst solunum yollarında darlık yapan durumlar tesbit edilebilir. Burunda kemik ya da et, damak ve küçük dilde sarkma, bademciklerin büyüklüğü, dil kökünde büyüme saptanabilir.

Teşhis Nasıl Konur: Teşhis genellikle hastanın veya eşinin anlattıklarıyla konur. Hastanın çıkardığı sesler ve solunumuyla ilgili problemleri eşi anlatır. Bu anlatılanlar ve muayene ile teşhis büyük ölçüde konur ancak yapılan bazı tetkikler de vardır. Rutin olarak yapılan kan tahlilleri, tansiyon ölçümü, kalp ve akciğer ile ilgili tetkiklerin yanısıra en fazla bilgiyi veren tetkik polisomnografi adı verilen inceleme yöntemidir. Polisomnografi de hasta uyku merkezinde bir gece yatırılır. Uyku sırasında izlenen hastada ayrıca kandaki karbondioksit ve oksijen seviyeleri, kalp ritmi ve EKG,beyin fonksiyonalrı ile ilgili olarak EEG, ağız ve burun hava akımının ölçülmesi gibi takiplerde yapılır. Bu tetkikle hastanın apnelerinin var olup olmadığı, ne sıklıkta olduğu, ne kadar sürdüğü ve bunun genel vücut fonksiyonlarına etkisi belirlenmiş olur.

Nasıl Tedavi Edilir: Horlama ve uyku apnesinin tedavisi her zaman kolay değildir. Hem hastanın dikkat etmesi gereken konular hem de hekimin uygulayacağı tedavi yöntemleri vardır. Hastanın dikkat edeceği konular kabaca şunlardır:
   -Mutlaka fazla kilolar verilmelidir. Fazla kilo uygulanacak diğer tedavilerinde etkisini olumsuz etkiler.
    -Yatmadan önceki 3 saat içerisinde sakinleştirici ilaçları ve uyku ilaçlarını almamak gerekir.
      -Yatmadan önceki saatlerde ağır yemek yememek ve alkol almamak gerekir.
      -Sırt üstü yatmamak veya yüksek yastıkta yatmak gerekir.
      -Çok yorgun olmak horlama ve apneyi arttırır.

      Hekim tarafından uygulanaak tedaviler ise şunlardır:

     Öncelikle üst solunum yolarında darlık yapan sebepler bulunursa bunlar tedavi edilmelidir. Burundaki et veya kemik ameliyatla düzletilebilir. Damak veya küçük dildeki sarkmalar yine ameliyatla düzeltilebilir. Damak veya küçük dile uygulanabilecek ameliyatlar direk olarak bıçak ile yapılabileceği gibi laser ya da son yıllarda daha fazla kullanılan radyofrekans ile uygulanabilir. Radyofrekans burundaki et büyümeleri içinde kullanılır. Laser tedavisi çok ağrılı olması ve sonuçlarının çok verimli olmaması nedeniyle giderek terkedilmektedir. Yüzün ve dilin anatomik yapılarının düzeltilmesiyle ilgili daha büyük ameliyatlarda vardır ancak bunlar nadiren uygulanır.

     Ameliyata uygun olmayan veya ameliyatla iyi sonuç alınamayan hastalarda kullanılan ve başarı yüzdesi çok yüksek olan bir yöntem de CPAP adı verilen bir cihazın kullanılmasıdır. Bu cihaz uyku sırasında takılan bir maske ile basınçlı hava solunmasını sağlar. Bu basınçlı hava ile solunum yollarının uyku sırasında daralması önlenmiş olur. Nerdeyse bütün hastalar bu cihazdan fayda görür. CPAP’ın dezavantajları, bir maske takılmak zorunda kalınması, çok pahalı olması, cihazın çıkardığı gürültünün hastayı rahatsız etmesi sayılabilir.